Doğanın Şarkısı

Doğanın Şarkısı
Doğanın Şarkısı


Bir sabah erkenden doğan güneşi karşılayan genç bir kadın, sessizce ormanın içinde yürüyordu. Ormanda yürümek, onun için bir tutkuydu. Her adımında, doğanın canlılığını hissediyor ve ormanın sırlarına yaklaşıyordu.

Güneş yavaşça ormanın üzerinde yükselmeye başlarken, kuşlar şarkı söylemeye başladı. Kadın, kır çiçeklerinin arasından geçerek, bir çayın kenarında durdu ve ormanın sessizliğine kulak verdi. Sanki doğanın şarkısı kulaklarından içeri giriyordu.

O sırada, yakındaki bir kütüphanenin bahçesinde oturan bir çocuk da doğanın güzelliğine hayran kalmıştı. Ancak o, doğanın şarkısını duyamıyordu. Çünkü o, hiçbir zaman ormanda yürümemiş, kuşların şarkılarına kulak vermemişti. O sadece kitapların içindeki doğayı biliyordu.

Kadın, ormanın içindeki doğanın güzelliğine hayran kalmıştı. Kuşların ötüşleri, rüzgarın hışıltısı ve çayın akışı, ona huzur veriyordu. Ancak çocuk, doğanın güzelliğini sadece kitaplardan biliyordu. Kadın, çocuğun yanına yaklaştı ve ona doğanın güzelliğini anlatmaya başladı.

Çocuk, kadının anlattığı hikayeleri dinledikçe, doğanın güzelliğine hayran kalmaya başladı. O da doğanın şarkısını duydu. Artık, sadece kitaplardan değil, gerçekten de doğayı keşfetmek istiyordu. Kadın ve çocuk, ormana doğru yürüdüler ve doğanın şarkısını birlikte dinlediler.

O gün, kadın ve çocuk, doğanın güzelliğine kulak vererek, hayatlarının en güzel anlarını yaşadılar. Doğanın şarkısı, onlara hayatın anlamını hatırlattı. Artık, her ikisi de, doğanın güzelliklerini keşfetmek için ormanın içinde yürümekten ve doğanın şarkısına kulak vermekten vazgeçmezlerdi.

Yorumlar